PROMPT Terapisi
PROMPT Terapisi
PROMPT (Prompts for Restructuring Oral Muscular Phonetic Targets) PROMPT tekniği, ilk olarak Deborah Hayden tarafından 1970’lerde geliştirilmeye başlanmıştır. Temel hedef, şiddetli motor konuşma bozukluğu yaşayan çocuklarda taktil-kinestetik-proprioseptif girdilerin oral-motor yapılar üzerindeki sistematik manipülasyonu ile konuşma hareketlerini değiştirmektedir. 1980’lerde ilk deneysel çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalar ışığında 1984’te ilk uygulama kılavuzu hazırlanmıştır. Aynı yıllarda Paula Square ile yapılan işbirliği ile yetişkinlerde konuşma apraksisi için de uygulanmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda standardize değerlendirme protokolü geliştirilmiştir. Bu dönemde, hareketin düzlemleri (vertikal, horizontal ve anterior-posterior) vurgulanmaya başlanmıştır. 21. Yüzyılda ise, tekniğe konuşmanın taktil-kinestetik yönü kadar etki eden kognitif-linguistik ve sosyal bileşenler de eklenmiştir.
Sonuç olarak PROMPT: • Normal şartlar altında motor sistemin nasıl geliştiğini, • Konuşmayı, dili ve sosyal etkileşimi etkileyen vücut sistemleri arasında nasıl bir dinamik etkileşim ve denge olduğunu, • Nöromotor yollarda gerçekleşebilecek bir hasarın motor konuşma sistemindeki dengeyi nasıl bozabileceğini ve fiziksel, zihinsel ve sosyal işlevselliği direkt ya da dolaylı olarak nasıl etkileyebileceğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. (Introduction to PROMPT Technique Manuel, 2015).
PROMPT’un 9 ilkesi vardır; 1. İnsanoğlu mental, fiziksel ve emosyonel alanlarca internal ve eksternal olarak yönlendirilir. 2. Bu alanlar birbirleriyle tamamen entegredir ve birbirlerine bağlıdır. 3. İletişim, 3 alanın en saf entegrasyonunu temsil eder. 4. İnsan, diğer insanlarla 3 seviyede de bağlantı kurmaya ihtiyaç duyar. 5. İletişim bir ya da birkaç alandaki bozukluklarla sekteye uğrayabilir. Tek bir alan en hasarlı olan gibi görünse de, diğer alanlar da bir dereceye kadar hasarlanmıştır ve işlevinin gerisinde kalmıştır. 6. En zayıf alanı güçlendirmek için tüm alanlar sistematik biçimde tekrar entegre edilmelidir. 7. Yeniden yapılandırma tüm alanlar üzerinden odağı değiştirmeyi gerektirebilir. Ancak zamanlama ve sıralama kişiye bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. 8. Tüm alanlar dahil edilmeden yapılacak hiçbir iletişim müdahalesi kalıcı bir değişim yaratmaz. 9. PROMPT terapisinin son ve en büyük amacı, bireysel farklılıkları göz önünde bulundurarak, alanlar arasında mümkün olan en yüksek düzeyde denge durumu yaratmaktır.
Bu ilkeler dahilinde PROMPT, iletişim bozukluklarına farklı alanlardan yaklaşmaya ve bunları kavramsallaştırmaya çalışan bir felsefedir. PROMPT’un felsefi çerçevesi dahilinde konuşma üretimi birçok farklı nedenden bozulabilir. Tüm alanları (bilişsel, sosyal, pragmatik, davranışsal, sensori-motor, fiziksel) göz önünde bulundurmak, bozukluğun nedenlerini belirlemek ve danışanın güçlü yönlerini kullanarak iletişim potansiyelini maksimize etmek terapistin görevidir.
PROMPT global motor, oral-motor, sıralama, dil ve konuşma özelliklerinin bütünlüğünü değerlendirmek için, motor ve sensori-motor alanlar üzerinde çeşitli modaliteleri (işitsel, görsel, dokunsal) sorgulayan bir yaklaşımdır. Aynı zamanda konuşmaya destek olan sistemlerin, ekstremite ve el kontrolünün iletişim ve konuşmanın gelişimine etki eden dinamik etkileşimini ve gelişimsel durumunu değerlendirme aracıdır.
Belirli bir tipteki konuşma gecikmesi ya da bozukluğu için gerekli olan müdahale şeklini ve yönünü plan ve organize etmeye yarayan bir sistemdir. PROMPT, danışana bağlı olarak iletişimin tüm form ve modalitelerini kullanır. Nihai hedef işlevsel, interaktif ve sözel dil ve iletişimdir.
Konuşma sistemine dönüt sağlamak amacıyla nöromotor prensipler, somestetik (kinestetik ve proprioseptif), işitsel ve görsel bilginin kullanıldığı tekniktir. PROMPT terapisti dokunarak, basınç kullanarak, belirli konumlandırmalar yaparak, işitsel ve görsel farkındalık sağlayarak ve zamanlamayı vurgulayarak tüm alanlarda girdi sağlar. İlk olarak tüm bilgi, gelişmekte olan ve bozukluk görülen konuşmanın kontrol mekanizması veya yapılarına (ton, gövde, baş-boyun kontrolü ve stabilizasyon) destek sağlamak için kullanılır. İkinci olarak, kontrol geliştirildikçe ve geri kazanıldıkça, konuşmanın alt alanlarındaki hareketlerin düzenlenmesi (fonasyon, mandibula, labial-fasiyal ve dil) bağımsız, esnek, iyi kontrol edilen ve interaktif hareketleri kolaylaştırır. Sonuç olarak, işlevsel iletişim için gerekli olan tüm girdilerin entegrasyonu hedeflenmektedir. Teknik; parametrik, hece, kompleks ve yüzeysel PROMPT verme, hareketlerin zamanlaması ve geçişleri ve dilin motor bileşeni ile ilgilidir.
PROMPT; genel motor, oral motor, sıralama, dil ve konuşma özelliklerinin entegrasyonunu değerlendirmek için sistematik yollar sunan bir yaklaşımdır. Klinisyene, tedavi yöntemini, aşamalarını organize etme ve müdahale planını yapmasında yardımcı olan bir sistemdir. Dokunma, basınç, özgün yerleşimler, işitsel ve görsel farkındalık yaratarak ve zamanlamaya duyarlı göstererek tüm alanlara uyaran sağlayan bir tekniktir.
PROMPT'un kavramsal içeriği, Dinamik Sistem Teorisiyle (DST) tutarlılık göstermektedir. Dinamik sistem teorisi Fiziksel - Duyusal, Bilişsel - Dilsel, Sosyal - Duygusal güçlerin etkisi altında olan bir değişimdir. PROMPT tüm bu alanları içeriğinde barındırır.
Sosyal - Duygusal alan; İnteraktif farkındalık gelişimi/sözel iletişime odaklanır. Bu alanda erken dilsel basamaktaki söz öncesi dönemdeki çocuklar için, dikkat gelişimi ve bekleme, işlevsel vokalizasyon farkındalığının artmasını sağlar.
Bilişsel - Dilsel alan; Kavram ile ilgili farkındalık oluşumu, bilişsel ve/veya dilsel kavramlarla ilgili işitsel-dokunsal motor haritaları oluşturulur.
Fiziksel - Duyusal alan; Ses, sözcük ya da sözce düzeyinde konuşma bileşenlerinin gelişimi, tekrar dengelenmesi veya tekrar yapılandırılması ile ilgilidir. Konuşma bileşeni kontrolü için kullanılır. Prompt çalışmaya tüm içsel alanların (fiziksel-duyusal, bilişsel-dilsel ve sosyal duygusal) ve çevreden gelen dış oluşumları da dahil eder.